İroni gibi görünüyor ama bu bizim gerçeğimiz.
Bir yanda çocuklarına süt alamayan anne,
diğer yanda çocuğunun doğum günü pastasına altın kaplama mum koyan anne…
Herkesin derdi başka.
Ama bizim asıl derdimiz, bu uçurumların artık normalleşmiş olması.
Bayat ekmek yiyenle küçük pırlanta beğenmeyen arasındaki mesafenin,
sadece banka hesaplarında değil, vicdanlarda da açılması…
Bugünlerde herkesin “haklı” bir derdi var. çok şükür ...
Ama unutmayalım: Derdi olmayan yok, fakat bazı dertler diğerlerinin gölgesinde görünmez oluyor.
Ve biz, başkasının yükünü görmezden geldikçe bu adaletsizlik büyüyor.
Belki de önce şunu kabul etmeliyiz;
Birinin bayat ekmeği, diğerinin pırlantası kadar değerlidir kendi dünyasında.
Ama adalet dediğimiz şey, ekmeğin de pırlantanın da aynı rafta insanca ulaşılabilir olduğu bir hayat kurabilmektir.